Filipinler gezi notları 2. bölümden devam
El Nido feribot
biletlerini otelden aldık. Kişi başı 1700 peso. Feribot 12 de hareket edecek.
Buradan El Nido’ya sefer yapan 2 ayrı şirket var. İnternette Montenegro
feribotlarının diğerinden daha iyi olduklarını okuduğumdan biletleri ondan
aldırdık. Öbür şirket nasıl bilmiyorum ama Montenegro feribotu pek külüstürdü.
Sabah kahvaltı
yaparken yan masadaki çift “merhaba” dedi. Şaşkınlıkla “Acaba yanlış mı
duyduk?” diyerek döndük. Köşedeki masada, aylardır Amerika’da karavanla
yaptıkları gezileri internet üzerinden izlediğim Özkan ve Yeşim oturuyorlar.
Kendi çocuklarımı görmüş gibi oldum. “Gezi gezi ve” başlığı altında youtube da
videoları yayınlanan bu güler yüzlü, konuşkan, sevimli çiftle masaları
birleştirip ayrılış saatine kadar tatlı tatlı sohbet ettik. Kış mevsimi
nedeniyle karavanı Amerika’da bırakmışlar. Önce Tayvan’ı gezmişler. Sonra
Filipinler’e gelmişler. Onlar tekne turuna çıktı. Biz de El Nido’ya doğru yola
koyulduk.
Otele
çağırdığımız Tricycle ile 100 peso ödeyerek Coron Limanı’na geldik. Kapıdaki görevli biletimize
baktı. Burayı geçtikten sonra hemen solda bir gişe var. Oraya Coron’dan çıkış
için 20 peso “ada çıkış parası” ödeniyormuş. Biz gişeyi gördük ama kimse bir
şey demeyince direk yolcu salonuna geçtik. Feribota binerken biletleri tekrar
kontrol eden görevli geri çevirdi. Gidip çıkış parasını ödeyip makbuzları
getirdim. Feribotta yerler numaralı. Girişte bavulları dışarıda bırakıyorsunuz.
Görevliler feribota yüklüyorlar. Oldukça eski bir gemiydi bizim bindiğimiz.
Sigara içmek yasak ama koltuk arkalarında kül tablaları vardı. Feribot tam
zamanında kalktı. Klimalar aşırı çalışıyor. İçerisi buzhane gibi oluyor.
Mutlaka giymek için bir şeyler alınmalı. Televizyonda oynayan filmin bangır
bangır bağıran sesini duymamak için de kulak tıkaçlarınız yanınızda olsun. Daha
iyi denilen şirketin feribotu böyleyse öbürü kim bilir nasıl!
El Nido'ya gideceğimiz feribot.Bavullar feribota yükleniyor.
4 saat süren
yolculuktan sonra El Nido’ya ulaştık. İlk bakışta Coron’dan da küçük bir yer
izlenimi uyandırdı. Gerçekten de öyleymiş. Küçük ama şirin bir ada.
Limandan El Nido
El Nido’da otelemiz (Vali Joe Travel Lodge) merkezden
biraz uzakta. Tricycel ile 50 pesoya gidip geliyoruz. Güzel, temiz bir otel.
Ancak yürüme mesafesinde değil. Kahvaltı dahil 2 kişi geceliği 1700 Peso. Otele
yerleştikten sonra merkeze indik. Sahilde balık ve/veya deniz ürünlerini seçip
pişirttirip yiyebileceğiniz lokantalar var. Birinin tezgahından balıkları seçtik
(toplam 500 peso) ikinci katta denize karşı bir masaya kurulup bira eşliğinde
nefis bir sunumla getirilen balıklarımızı yedik.
Yemekten sonra sahil boyunda turladık. Ertesi gün için tekne
turu biletlerimizi aldık. Duvarında Türk Bayrağı gördüğümüz bir bara girdik.
Sahibi Almanmış. Bayrağı bir Türk arkadaşı hediye etmiş. Deniz kenarında,
ortamı güzel, servisi hızlı bu bara her akşam takıldık. Bahşişi de bol
bırakınca garsonlar kapıda karşılayıp en güzel masaya buyur ettiler her gece
bizi.
El Nido’da 2.
günümüzde bir gece önce cadde üzerindeki bir bürodan aldığımız C turuna çıktık.
Kişi başı 1400 peso. Coron’da olduğu gibi burada da otelden alıp dönüşte otele bırakıyorlar. Sabah
9.00 da başlayan tekne turu saat 16.00’a kadar sürdü. Birbirinden güzel koyları
ziyaret ettik. Turkuaz denizde yüzdük. Deniz altı güzelliklerini seyrettik.
Öğlen yemeğimizi de teknede yedik. Menü aşağı yukarı hep aynı. Pirinç, balık,
tavuk veya et, midye, karides, salata, çeşitli meyve. Dikkatimizi çekti. Islak
mendil kullanma alışkanlıkları yok. Teknelerde balığı, karidesi, pirinci elle
yiyiyoruz. El yıkanacak yer de yok. Peçete ve ıslak mendil de yok. Hiç kimsede
elini, ağzını silmiyor, yıkamıyor. Denizde temizleniyoruz. Bu gün bindiğimiz
teknede Japon turistler de vardı. Benim gibi onlar da yemeğe başlamadan önce
ıslak mendillerini çıkardılar. Yemekten önce ve sonra ellerini sildiler.
Lokantalarda da ıslak mendil kullanılmıyor.
Akşam yemeği için otelden çarşıya indik. El Nido
da sahile paralel cadde üzerinde, (Calle Hama) Rovic’s Oteli geçince sağdaki sokağın içinde bir pizzacı var. (Gerçi az ilerde yol üstünde aynı tarzda bir
başka pizzacı daha var.) Altrove adlı bu yere, ayakkabıları çıkarıp
giriyorsunuz. İki kişi koca bir pizza ve iki biraya 440 peso ödedik. Peçete yine
yoktu. Yalaya yalaya parmaklarımızı temizledik!!! Yol boyunca turladıktan sonra deniz
kenarındaki barda geceyi sonlandırdık.
El Nido sokakları
El Nido’da sahil kenarında iki üç katlı binalar
var. Bu binaların giriş katları genellikle bar. Bu binaların arka tarafındaki
sokak da (Calle Hama) akşamları trafiğe kapatılıyor. Burada her çeşit dükkan,
yeme içme mekanları, oteller var. Barların bu sokağa da kapısı var.
Ertesi gün tur A’yı yaptık. İlk gün A ikinci gün
C turu yapmayı planlamıştık. A turu dolu olduğu için (3 ayrı yere sorduk.) ilk
gün C, ikinci gün A turu aldık.
Teknelerde bir bidondan bardak bardak su
veriliyor. Ancak suyun kaynağı ve temizliğinden emin olmadığımız için biz kendi
suyumuzu alıp çantamıza koyuyoruz. Su şişeleri elimizde tekneye bindik. Hava
sıcak. Şişeyi dikip su içiyoruz. Kıyıdan 20 m . Kadar açıktaki teknedeyiz. Son yolcuları
bekliyoruz. Resmi kıyafetli biri bizim tekneye doğru bakıp megafonla bir şeyler
söylüyor. Bize ne. Hiç üzerimize almadık. Ta ki tekne görevlisi yanımıza gelip
pet şişeyle tekneye binilmeyeceğini, su bittikten sonra şişeyi denize atma
ihtimalimiz olduğu için yasak olduğunu, suları liman görevlisine vermemiz
gerektiğini, teknede içme suyu olduğunu bir şekilde anlattı. Plastik su
şişelerini verdik. O da kıyıdaki görevliye götürdü. Benim zengin ve kalkınmış ülkem geldi gözümün önüne!.. Yorum
yok!!!
Katıldığımız her iki turda da çok güzel koylar
gördük. Turkuaz renkli sularda yüzdük. Yeşilin ve mavinin her tonuyla
gözlerimizi dinlendirdik.
El Nido’daki son
günümüzde tekne turuna çıkmadık. “Kendi turumuzu kendimiz yapalım.” diyerek
motor kiraladık.
Nacpan Plajı, El Nido merkezden kuzeye doğru 21 km . Ana yol üzerindeki
tabelanın gösterdiği sapaktan sola dönüp oldukça bozuk bir yolu aşarak
ulaşılıyor. Giriş ücreti 25 peso. Muhteşem bir plaj. Hindistan cevizi ağaçları,
palmiyeler, göz alabildiğine uzanan beyaz bir kumsal… Sigara içmek yasak.
Sigara içenler için uzaktaki iki ağacın arasında bir bölüm ayrılmış. Her türlü
ihtiyacın giderilebileceği tesisler var. Şemsiye ve şezlong kiralanabiliyor.
(400 peso) İstenirse ağaçların gölgelerinden de yararlanılıyor. Şezlonglara
uzanıp masaj yaptırabiliyorsunuz. Mutlaka zaman ayrılması gerekli bir yer.
Biz bu plaja 24 saati 600 pesodan kiraladığımız
motorsikletlerle geldik. Ana yol asfalt. Ana yoldan ayrıldıktan sonra 3 km . kadar toprak yolda toz
duman içinde ilerleniyor. Motorsikletin deposu boş olarak veriliyor. Hemen
yakındaki benzinlikten depoyu doldurduk. 3 litre benzin 180 peso
tuttu. Gün boyunca benzinin ancak yarım deposunu harcayabildik.
Günün bir
kısmını burada geçirdikten sonra bu kez adanın güneyindeki Venilla plajına
gittik. Yol üzerinde yeni yapılmakta olan alışveriş merkezinin içinden
geçilerek ulaşılan Venilla Plajı da çok güzel. Napcan’a göre küçük olan
kumsalında cafe - barlar da var. Tertemiz bir deniz sizi kucaklıyor. Heyecan arayanlar için “zipline” bile var.
(Kabloya bağlanarak yukarıdan aşağıya doğru kayıyorsunuz.) Patates kızartması
ve bira ile güneşi bu plajda batırdıktan sonra geri dönüp motorları teslim
ettik.
Venilla Plajı
Venilla plajı
Gece otelin
olduğu bölgedeki bir barda bir şeyler içtik, pizza yedik.(Otel merkeze 2.5 km .) Otele dönüp yarınki
yolculuk için bavulu hazırlayıp balkonda rum and coke içerek geceyi sonlandırdık.
Devamı 4. bölümde...
Tamamını okudum. Çok beğendim. Tüm seyyahlar böyle yapmalı.
YanıtlaSil