Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

10 Ağustos 2016 Çarşamba

11 ÜLKE 10 BAŞKENT - ARABAYLA AVRUPA TURU 12. BÖLÜM


ARABAYLA AVRUPA  GEZİSİ YOL NOTLARI 12

 

Budapeşte’ den   Üsküp’e Kavala’ya ve gezinin sonu Yalova…

 

 

         Artık dönüş yolculuğu başladı. Bu gece Üsküp’te, yarın gece Kavala’da konaklayıp  ertesi gün Yalova’ya dönmüş olacağız.

Önceki bölümde de yazmıştım. Bu gezinin en uzun yolunu bu gün geçeceğiz. Macar sınırını geçtikten sonra şengen bölgesinden çıkıp, Sırbistan’ı boydan boya geçip Tabanovtse sınır kapısından Makedonya’ ya gireceğiz. 50 km. sonra da Üsküp’e varacağız. Toplam 810 km.

Budapeşte’den çıkarken 46.179944,19.983695  koordinatını giriyorum. Burası Macar-Sırp sınır kapısı. Macaristan’dan çıkarken de Sırbistan’a girerken  de fazla beklemiyoruz. İşlemler hızlıca hallediliyor. Sadece pasaportlara bakıp damgalıyorlar. Kalabalık yok. Biz dahil 4 araç.

Macaristan yolları çift şerit. Asfalt kalitesi çok iyi. İşaretlemeler tam. Yol kenarında benzinlikler ve dinlenme tesisleri var. Sıkıntısız bir yolculuk oluyor.

Macar’dan Makedon sınırına kadar Sırbistan’da geçeceğimiz yol toplam 595 km. Toplam 10 euro yol parası veriyoruz. Yol Belgrad sapağına kadar çift şerit. İşaretlemeler iyi. Asfalt kalitesi pek iyi değil. Birçok yerde araba hoplayarak gidiyor. Yüklü araçla dikkatli olmak lazım.

Biz, Belgrad sapağından sapmayıp A 1 otoyoluna devam ettik. (Youtube Sıla yolu videolarında A 1 i kullanma çok TIR var, Belgrad içinden geçen yolu kullan diyorlardı, dinlemedim.) Keşke Belgrad içinden geçseymişiz. Yol tamiratları var, TIR çok, bir yerden sonra da tek şeride düşüyor. TIR arkasından ağır ağır gitmek zorunda kalıyorsunuz. Siz siz olun Belgrad’ın içinden geçen yolu tercih edin.

Belgrad’dan sonra yol üzerinde bir mola veriyoruz. Çalışanlar çat pat da olsa Türkçe konuşuyorlar. Biraz dinlendikten sonra, 42.240904,21.702407 Sırp Makedon sınır kapısı koordinatını girip yola devam ediyoruz.

Niş’e gelmeden yol tıkanıyor. Tüm araçlar durmuş. ‘Ne olmuş?’ diye bakınırken görevliler TIR lar arasından boşluklar yaratıp bizim gibi küçük araçlara yol verdiler. 2 km. kadar emniyet şeridinden ilerledik. Araba taşıyan bir kamyon ters dönüp yolu kapatmış. Hafiften tarlaya da girerek küçük araçlara yol veriyorlar. Arkamızda onlarca TIR bırakarak yola devam ediyoruz.

Şanslı günümüzdeyiz herhalde. Sırp kapısında hiç araç yok. Pasaportları kontrol edip çıkış damgasını vuruyor görevli. Makedonya’ ya girerken şöyle bir bagaja da göz atıyorlar. Saat tutmadım ama çıkış giriş toplam 15 dakika bile sürmedi.

Makedon yollarında ortalama 40 km. de  bir ödeme yapılıyor. Sırp Makedon sınır kapısından Üsküp’e kadar 2 gişede 1.5 + 1 = 2.5 euro ödedik. Üsküp’ten Yunan sınırına kadar (155 km.), 3 ayrı gişede toplam 3.5 euro daha ödedik. Makedonya’ da Sırp ile yunan sınırı arası toplam 6 euro yol parası aldılar.

Sınırla Üsküp arasındaki yol genelde tek şeritli. Solama yasakları var. TIR lar arkada kaldığı için hızlı gidiyoruz. Bizi durdurmadılar ama yol kenarında polis kontrol noktaları var…

Üsküp’ de daha önce de konakladığımız Hotel Süper 8 de kaldık. Otel baştan aşağı yenilenmiş ve çok da güzel olmuş. 2 kişilik oda kahvaltı dahil 54 euro. Otoparkı var. İnterneti iyi. Eski çarşının hemen yanında. Üsküp’te otel arayanlara tavsiye ederim.

 

Otele yerleşip biraz dinleniyoruz. 11 saattir yollardayız. Sıcak bir duş, soğuk bir bira… Kendime geliyorum.

2014’te yaptığımız Balkanlar gezisinde Üsküp’de 2 gece konaklayıp her yerini gezmiştik. Bu kez sadece dinlenmek için buradayız. Köfte yemek için çınar altına gidiyoruz. Burası ufak bir meydan. Ulu bir çınarın altında lokantalar var. Türkçe konuşuluyor. Demleme çay var. İftar saati yakın. Bazı masalarda iftarı bekleyenler var. Köftelerimizi söylüyoruz. 20 günden beri ilk kez duyduğumuz ezan sesi ile  yemeğe başlıyoruz…

Üsküp, Vardar Nehri ile ikiye ayrılmış. Bir taraf eski, genellikle Müslümanların yaşadığı Üsküp, diğer taraf yeni ve genellikle Hıristiyanların yaşadığı Üsküp.

Bir taraf tamamen geleneksel bir yaşam sergilerken, diğer taraf Üsküp’ün modern yüzünü oluşturuyor. Aslında her iki taraf da birbirini tamamlıyor.

Yemek sonrası demleme çaylarımızı da içiyoruz. Hesap toplam 20 euro. Buralarda yeme içme gerçekten ucuz.

Yediklerimizi hazmedelim diye, eski çarşıda turluyoruz. Dükkanların bir çoğu kapalı. Ramazan nedeniyle erken kapatıldığını öğreniyoruz.

Bu kez Vardar Nehrinin öbür tarafına geçmeye üşeniyoruz. Daha doğrusu yorgunluk ağır basıyor. Saat 23’e doğru odalarımıza çekiliyoruz.
     

    İftar saati bekleniyor.
     Köfte beklerken
     İftar sonrası boş Üsküp Çarşısı
 
 
 
Üsküp’ten   Kavala’ya
 
Bugünkü yolumuz toplam 357 km. Çok fazla sayılmaz. Hiç acele etmeden kahvaltımızı yapıyoruz. Resepsiyondaki gençlere teşekkür ettikten sonra 41.135255,22.547504 koordinatıyla yola çıkıyoruz. Burası Makedon-Yunan sınır kapısı. Üsküp’ten sınıra 160 km. E 75 nolu yoldan gidiyoruz. Tek şerit. Fazla trafik yok. Yol kenarlarında minareleri görünen köyler var. Her şey tanıdık geliyor.
Makedonya’da mazotun litresi 1 euro civarında. Gezi boyunca gördüğümüz en ucuz fiyat. Sınıra yakın OKTA diye benzinlik var. Depoyu orada  dolduruyorum.
Sınıra yakın Bogoroditsa adlı bir kasaba var. Kasabayı geçtikten sonra sınırın hemen yanında Ramada Otel ve 2 ayrı büyük  kumarhane var. Girip iki zar atma teklifim olumsuz karşılanıyor.!!
Sınırdaki pasaport polisi Türkçe biliyor. Nereden geldiğimizi soruyor. Anlatıyorum. Çıkış damgalarını vuruyor.
Yunan tarafında pasaportlarımız ve yeşil sigorta da kontrol edildikten sonra Kavala’da konaklayacağımız Oceanis Hotel  koordinatıyla yola devam ediyoruz.
 
Bu yolculuğumuz boyunca toplam 16 kez sınırlardan giriş çıkış yaptık. Hiç birinde sorun yaşamadık. Bir iki yerde bagaja şöyle bir baktılar. Görevliler güler yüzlü ve naziktiler. Değil rüşvet istemek, ima dahi edilmedi. Kapılarda kalabalık olmadığından tüm işlemler en çok yarım saat içinde bitti.
 
2014 yılında yaptığımız Balkanlar gezisinde de konakladığımız ve memnun kaldığımız  Oceanis Hotel,  Kavala sahilde. Bu kez 5. katta balkonlu, deniz manzaralı odalarda kaldık. Otopark var. 2 kişi 1 gece 55 euro. Açık büfe kahvaltı dahil.
    Otelden Kavala Limanı
    Otelden Kavala
 
 
Gezi boyunca peşimizden ayrılmayan kapalı hava ve yağmur ( Ki o yağmur yüzünden Marken’i gezememiş, Brugge’ de de epey dinmesini beklemiştik. )
yerini yakıcı bir güneşe devretti. Güneşin etkisini biraz olsun kaybetmesini otelde bekledik. Akşam 19.00’ a doğru çıktık otelden. Kavala’da limanda denize yüzünüzü döndüğünüzde sol tarafta balıkçı lokantaları var. Daha öncede gittiğimiz lokantaya gittik. Çeşitli mezeler, balık, uzo söyledik. Hava kararıncaya kadar oturduk. Lokantada üç Türk aile daha vardı.
Toplam 68 euro hesap ödedik. Kopenhag’da 3 tabak makarna ve bir pizzaya ödediğimiz 100 euro aklımıza gelince ‘ canımız sağ olsun!!’ dedik.
Hava karardıktan sonra Kavala sahili iyice kalabalıklaştı. Gündüz bomboş olan deniz kenarı doldu. Sahil boyunca yürüdük. Folklör festivaline denk geldik. Oyunları ve ışıklandırılmış kaleyi seyrettik. Gazinoda oturduk. Denizin bu tarafından memleketimize baktık.
Yarın yolculuğumuzun son günü. Dedeağaç’a uğrayıp Türkiye’ye giriş yapacağız.
      Kavala Kalesi
    Kavala
     Kavala park
     Kavala sahil
     Kavala Kalesi
 
Sabahleyin ehlikeyf modunda kahvaltımızı yaptık. 40.968444,24.539668 koordinatıyla  Anastasia kurabiyecisine doğru yola çıktık. Geçen gelişimizde de uğrayıp çok memnun kaldığımız bu kurabiyecide demleme çay, kurabiye ikramı, Türkçe bilen personel var. Türkiye’den gelen bir çok tur şirketi de burada mola veriyor.
Kutusu 5 eurodan hediyelik kurabiyelerimizi alıyoruz. Çayımızı içiyoruz, birer şişe de su hediye ediyorlar. Hedef  (Alexandroupoli) Dedeağaç.
Otoyola çıkmıyorum. Köy ve kasabaların içinden geçerek  40.844095,25.876640  Koordinatıyla  sahilde fenerin yanındaki park alanına varıyoruz. Kavala Dedeağaç  (Alexandroupoli) 178 km.
Arabayı bırakıp fenerin etrafını geziyoruz.
                        Dedeağaç Feneri
                                        Bu fenerde fotoğraf çektiren mutlaka gene gelirmiş...
 
                    Dedeağaç
                          Dedeağaç sahil
 
Sahil boyunda yürüdükten sonra sağda ağaç parmaklıklarla çevrilmiş oyun parkı  yanındaki yoldan içeri girerek bir arka caddeye sahile paralel Leof. Dimokratias Caddesi’ ne geçiyoruz.
Dedeağaç’ın kalbi olan bu cadde üzerinde mağazalar, kafeler, barlar sıralanmış.
Bir yerde oturup börek yiyiyoruz. Vitrinlere bakarak geziniyoruz. İleride, demiryolunun son bulduğu istasyonun yanından geri dönüp otoparka gidiyoruz.
Bu sefer koordinat girmiyorum. Daha önce de bu yoldan geçtim. Hiç sapmadan gidersem sınıra çıkıyor. Önce yol üzerinde benzinliğe uğruyorum. Depoyu dolduruyorum. Az ilerde sağda büyük bir Lidll var. Yan yoldan giderek oraya uğruyoruz. Sınırda belki bulamayız diye bir iki şişe votka ve viski alıyoruz.
 
Ucuz mazotumuzu alıp, Lidll’dan ucuz alışverişimizi de yaptıktan sonra , yaklaşık 40 km.lik yolu dümdüz izleyerek sınıra  varacağız.
Yol üzerinde hiçbir yere sapma. Feres  kasabasını geçtikten bir müddet sonra Türkiye tabelaları var, onları izle, sınıra varırsın. Otoyola çıkmak için Dedeağaç içinden geri dönmek gerekiyor. Onun için otoyolu kullanma.
Yunan tarafı sınır kapısı koordinatı 40.945329,26.308760 Aslında koordinata  gerek yok dümdüz yolu izle.
 
Sınırın Yunan tarafında büyük bir gümrüksüz satış mağazası var. İçki, sigara, çikolata, kahve… her şey bulunuyor. Fiyatlar da uygun.
“Bizim gümrükte sorun çıkar mı?” sorusu hep aklımızda. Geçen gelişimizde önümdeki aracı didik didik aramışlardı. Yine de birkaç şişe viski alıyoruz.
Aldığımız tüm şişeleri arabanın sağına soluna dağıtıyoruz. Türkiye tarafından da rakı hakkımızı aldık. Tedirgin bir şekilde yanına yanaştığımız gümrük memuru bagajı şöyle bir kontrol ettikten sonra ‘geç’ diyor. Şişeleri kurtarmanın ve
günler sonra memlekette olmanın sevinciyle yola koyuluyoruz.
 
       Sınır köprüsü
   İpsala Gümrük Kapısı

          Türkiye'ye Hoş geldiniz.
 
Tekirdağ’ da Meşhur Köfteci Ali Usta’ da köfte molası.
Silivri’den sonra bu gezinin en  yoğun trafiğinin içinden geçip Yenikapı’ dan kalkan 19.45 Yalova feribotuna yetişiyoruz.
Gezmenin en güzel taraflarından biri de (Üç gün sonra sıkılacağını bilsen de ) tekrar eve,  alıştığın düzene dönmektir…
 
SON SÖZ
Eğer imkanınız varsa benzer bir yolculuğu yapın. İmkanınız yoksa da yaratmaya çalışın. Türkiye’de araba kullananlar için  Avrupa’da araç kullanmak  zevk. Herkes kuralına göre hareket ediyor. Eğer çift şoför olursanız, şehirleri daha detaylı gezip, gece yolculukları da yapabilirsiniz.
Kısa zamanda daha çok yer görme amacıyla ben, günlük alınacak yolu biraz fazla planladım. Rahat rahat, tadını çıkararak gezmek istiyorsanız, gidilen kentte iki gece konaklama yapıldıktan sonra en fazla 300/ 400 km. uzaktaki bir başka kente gidilmeli. Hatta daha da kısa uzaklıklar planlanıp oto yol kullanmadan geze geze yol alınmalı. (Ahhh… Gel de karavan arama.)  Yeterince dil bilmemek gerçekten sorun değil. Derdinizi bir şekilde anlatıyorsunuz.
 
22 gün süren bu gezide masrafımız ne oldu? Yola çıkarken aile başı üç bin euro harcayacağımızı ön gördük. Herhangi bir aksiliğe karşı bir miktar (2.000 euro) yedek aldım.
Birimiz kasa oldu. Yemek, mazot, konaklama vs. tüm ortak masrafları o yaptı. Gezi dönüşü 560’ar euro geri verdi. Aile başı 2440 euro harcamışız. Bu harcamanın içinde ortak alınan hediyeler, kavala kurabiyeleri ve gümrükten aldığımız viskiler de var.
 
Toplam 7641 km. yol yaptığımız bu gezide ana harcama kalemlerimiz:
1- Yeşilkart, seyahat sigortaları, atıştırmalıklar           200 euro
2- Konaklama ücreti     (4 kişi, 19 gece)                       1958 euro 
3- Yakıt                                                                        550 euro
4- Ödenilen yol ücretleri toplamı                                 140 euro
5- Otopark ücretleri                                                     115 euro
Toplam: 2963 euro. 1900 euro da öğlen ve akşam yemekleri, içecekler, şehir içi ulaşım ve diğerlerine harcanmış. (İçecek su ve tuvalet parası da önemli bir harcama kalemi.)
 
Türkçe’den başka dil bilmeyen bizlerin 22 gün boyunca hiç sorunsuz olarak tamamladığımız ve büyük zevk aldığımız arabayla Avrupa  turunun derlemeğe çalıştığım notlarının, böyle bir geziye çıkmaya niyetli olanlara yol göstermesi dileğiyle… Seyahatte kalın.
 
 
 
 

3 yorum:

  1. Harika bir yazı olmuş. Gayet güzel ve akıcı bir dille ve harika resimlerde ekleyerek gezinizi gerçekleştirmişsiniz. Bizde yeni emekli olarak çok kısa süreli Yunanistan ve Bulgaristanı motokaravanımızla gezdik. Daha detaylı gezmek inşallah kısmet olur. Yazılarınız için teşekkür ederiz. İyi gezmeler. Görüşmek dileğiyle selamlar ve sevgiler. Günöz Kolaylı K.Yaka/İZMİR 0.555.3194935

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel ve faydalı bir yazı kaleme almışsınız.Verdiğiniz bilgileri değerlendiriyorum.Bende eşimle birlikte kısmetse Ağustos ayının 4'ünde başlayarak 30 gün boyunca Yunanistan,İtalya,Fransa,Belçika,Almanya,İsviçre,Avusturya ardından balkanları gezerek dönmeyi düşünüyorum.Benim merak ettiğim bikaç husus var yardımcı olursanız çok sevinirim.
    1)Araç arıza ve bozulma durumunda avrupa'da alabileceğimiz en etkili önlem nedir?
    2)Vize başvurusu yaparken hangi ülke ve kaç gün ayrıca kalacak yerleri bildirmek gerekiyor gibi konular okudum.Ben aracımla ve tamamen özgür bir biçimde gezmeyi düşünüyorum yani kalacağım yere gittiğim yerlerde karar vereceğim.Bu konu ile ilgili yapabileceğim birşey var mı?
    3)Bilginiz veya tecrübeniz varsa kamp yapmayı çok sevdiğim için güzel manzaralı yerlerde kamp yapsam sıkıntı yaşar mıyım?
    4)Araç ile ilgili yada bireysel olarak deneyimlediğiniz ve mutlaka al dediğiniz powerbank,buzluk,kahve,kalvaltılık ve olağan şeyler dışında başka herhangi bir araç gereç var mı?
    5)Son olarak varsa pratik bilgi ve tecrübeleriniz şuna muhakkak dikkat et dediğiniz konular?
    Yardımcı olursanız çok sevinirim bol seyehatli,sağlıklı,huzurlu ve mutlu seneleriniz olması dileğiyle.

    YanıtlaSil
  3. elinize ve yüreğinize sağlık zevkle okudum tüm yazıyı...

    YanıtlaSil