Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Ağustos 2015 Pazartesi

SAKIP SABANCI MÜZESİ




Dediler ki bayramda İstanbul boşaldı. Millet tatil yörelerine gitti. Gidip bi göreyim, rahat rahat gezeyim dedim.

Bayramın 2. günü sabah feribotuyla (Eskiden sabah vapuru derdik. Şimdi feribot oldu.) Yenikapı’ya gittim.

Gezi planımda Masumiyet Müzesi, Aşiyan ve Sakıp Sabancı Müzesi var. Google Map  yardımıyla yer tespitlerini yaptım. Yenikapı’dan metroyla Taksime çıktım. İstanbul’a gelip de İstiklal Caddesi’ni gezmeden, hatta Çiçek Pasajında bir şeyler içmeden olmaz.

Gezme işi tamam da içme işi için saat çok erken.

İstiklal Caddesi’nde  Taksim’den Tünel’e doğru inerken Galatasaray Lisesi’ni geçer geçmez sola Yeni Çarşı Caddesine sapıp bayır aşağı inerseniz sağda küçük bir cami var. Tantom Kaptan Camii. Tam karşısında, tarihi Firuzağa Hamamı’nın da olduğu Çukurcuma Caddesi üzerinde Masumiyet Müzesi.   http://tr.masumiyetmuzesi.org/


Müze Salı Pazar  10.00-17.30 arası açık. Giriş ücreti 10 TL. Geniş bilgi web sitesinde var.

 
Müzenin kapısına geldiğimde daha önce okumuş olduğum romandan aklımda pek bir şey kalmadığını fark ettim. Kahramanları, olayların akışını düşündüm. Hepsi  silinmişti. (İhtiyarlıyor muyum ne?)
Vazgeçtim gezmekten. Yalova’ya döner dönmez kitabı bir kez daha okuyup öyle geleceğim bu müzeye.
 
Yeni çarşı Caddesini izleyerek önce Tophaneye, oradan araçla  Bebek’e gittim. Siz bendeki şansa bakın ki Aşiyan Müzesi de temmuz-ağustos aylarında cumartesi günleri kapalıymış.
 İlk otobüsle doğru Emirgan.
Sakıp Sabancı Müzesi Emirgan’daki Atlı Köşk’tedir. Bahçesindeki at heykelinden dolayı Atlı Köşk olarak bilinen yapı Hacı Ömer Sabancı tarafından 1951 yılında satın alınmış.
Köşke adını veren bronz at heykeli de 1952’de satın alınarak bahçeye yerleştirilmiş.


 
Sakıp Sabancının anlatımıyla “Atlı Köşk” ün alınması ve müzeye çevrilmesinin öyküsü şöyle: “Babamın İstanbul’da bir gayrimenkul edinme arzusu 1949 yılında belirdi.’İstanbul’a gidip geliyoruz. Orada büyükçe bir ev alalım’ diyordu. Emirgan Köşkü’nü biz Prenses İffet Hanım’dan satın aldık. İçinde Avrupa’dan çeşitli dönemlerde gelmiş mobilyalar,porselen eşyalar, büyük vazolar, avizeler vardı.”



“1975 yılından sonra ikametgah olarak kullandığım İstanbul’da Emirgan’daki Atlı Köşk’ü bir müzeye dönüştürmeyi düşünmeye başladım. Bu düşüncemi açtığım kişiler beni teşvik etti. Başka ülkelerdeki benzer özel müzeleri incelemeye başladım. Tek sorunun müzenin yaşatılması konusundaki zahmetler olduğunu anladım. Fakat Sabancı Üniversitesi’nin kuruluşu bu konuda bize yeni bir kapı açtı.
Atlı Köşk’ü müze olarak kullanmak ve yaşatmak şartıyla Sabancı Üniversitesi’ne tahsis ettik. Ben, koleksiyoner olarak adıma kayıtlı, sahibi bulunduğum tüm resimleri, hat koleksiyonunu, porselenleri ve eşyayı, Sakıp Sabancı Müzesi’nde teşhir edilmek üzere Sabancı Üniversitesi’ne bağışladım. Atlı Köşk’ü bir sanat müzesi haline getirmek için projeler hazırlattım. Projeler uygulandı. Bu işin sorumluluğunu üstlenecek uzman kadrolar oluşturuldu.
Böylece Sakıp Sabancı Müzesi oluşturma hayalim gerçekleşti.”
Böyle anlatıyor Sakıp Sabancı müzenin kuruluş öyküsünü.
 Müze duvarındaki bu yazı da ilgimi çekti.
 “Hayatta doymadığım bir şey varsa, o da para değil, çalışmaktır.”
                                                                       Sakıp Sabancı
 
Sakıp Sabancı Müzesi’ne giriş ücreti tam 20 TL. indirimli 10 TL. Benim gibi, 60 yaş üstü gençlere ücretsiz.





 
Müzede zaman zaman geçici sergiler de oluyor. Ben gittiğimde Sabancı Üniversitesi’yle zaman içinde bir şekilde ilişkisi olan sanatçıların yapıtlarından oluşan “BULUŞMA”  adlı sergi vardı.
Şimdi bu sergiyi nasıl anlatayım, bilmiyorum. En iyisi birkaç fotograf…






 
 
Son olarak: Kendinize bir boş zaman yaratıp Sakıp Sabancı Müzesi’ni ziyaret edin. Pişman olmazsınız. Ziyaretinizden sonra isterseniz Emirgan’da çay için, isterseniz benim yaptığım gibi ‘rakı , balık, Beşiktaş’ yapın. Karar keyfinizin…
Seyahatte kalın....
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder