BALKAN
GEZİSİ YOL NOTLARI 1
YALOVA-SELANİK
HAZIRLIK
Her şey aylar önce
Balkanlar’la ilgili bir belgesel izlerken başladı.
Avrupa’da birçok
ülkeyi gezen ben, Balkanlar’da hiçbir yeri görmemiştim.
Neresiydi bu
Balkanlar? Hangi ülkeleri kapsıyordu? Nasıl gidilir? Nerelerde kalınır?... Daha
onlarca soru…
İnternette Türkçe
gezi sitelerindeki Balkanlar’la ilgili tüm yazılar taranmaya başlandı. Ülke
ülke, şehir şehir notlar alındı. Gezginlerin tavsiyeleri okundu.
Balkanlar’la
ilgili yazılan kitaplardan; Necati Cumalı’nın Makedonya 1900 ve Viran Dağlar’ı
İvo Andriç’in Drina Köprüsü, İ.Berrin Şimşek’in Balkanlarda Keşke Sen de
Olsaydın’ı , Füruzan’ın Balkan Yolcusu, Mustafa Balbay’ın Balkanlar adlı
kitaplar okundu…
Karar verildi.
Balkanlar gezilecekti. En rahat gezi de kendi aracımızla olur diyerek 2006
model dizel Seat Cordoba ile yola çıkmaya karar verdik 2 aile
toplam 4 kişi.
9 Haziran 2014
Yalova’dan hareketle, Selanik, Üsküp, Belgrad, Saraybosna, Dubrovnik, Kotor,
Budva, Tiran, Ohrid, Kavala, Drama, Yalova rotası izlenecek.
Booking .com
üzerinden Selanik, Üsküp, Belgrad, Saraybosna, ve Dubrovnik’te otel
rezervasyonları yapıldı. Otellerin koordinatları navigasyona yüklendi.
Hemen
belirtmeliyim yapılan rezervasyonlarla ilgili hiçbir sıkıntı çıkmadı.
Rezervasyonları Aralık 2013’te yaptırmıştım. 2014 Mayısının sonuna doğru
geleceğimizi belirten birer e posta gönderdim. Her gittiğimiz otelde yerimiz
hazırdı.
Dubrovnik
sonrasına otel rezervasyonu yaptırmadık. Duruma göre hareket edeceğiz.
Sadece
navigasyonla yetinmedik. Google’dan gidilecek kentlerin ayrıntılı haritaları
indirilerek tablete yüklendi. İnternette bazı kentlerde navigasyonun
çalışmadığı bilgisi vardı. Nitekim bu bilgi doğru çıktı. Şehir içlerinde navi
sapıttı.
Gidilecek
şehirlerde gezilip görülmesi gereken yerlerle ilgili çok ayrıntılı yazılar
internette var. Onlardan bir özet yapılarak tablete aktarıldı.
İnternet üzerinden
fosforlu yelek ( Sırbistan istiyor yorumları vardı. Ancak kimse sormadı.) oto
çakmak çoklayıcı, çakmaktan su ısıtıcı alındı. (Pahalı araçlar değil. Değişik
internet sitelerinde satılıyorlar.)
Çalınma ve /veya
kaybolmaya karşı önlem olarak bir dosyanın içersine otel rezervasyon
çıktıları, pasaport, ehliyet, kredi kartı ve kimlik fotokopileri konuldu.
Ayrıca bu belgeler taranarak internet üzerinde depolandı.
Google map
üzerinden incelenerek gidilecek şehirlerde park yeri, önemli meydanlar ve
gezilecek yerlerin koordinatları belirlenerek ayrı bir liste yapıldı.
Sadece
Yunanistan’a girişte Yunan polisi tarafından sorulan ve başka hiçbir
yerde istenmeyen uluslararası ehliyet İstanbul Turing ve Otomobil Kurumu’ndan
373,33 TL (130 euro) karşılığı alındı. Kurumun adresi internette
var. 2 foto ve ehliyetin aslını götürüyorsun 15 dakika içinde “Beynelmilel
Şoför Ehliyetnamesi” hazırlanıyor. Ehliyet hazırlanırken çay, kahve bedava.
Ücretsiz Avrupa karayolları haritasını da almayı unutma.
Aracın kaskosuna
yurtdışı teminatı 58 TL (20 euro) ekletildi.
15 günlük yurtdışı
trafik sigortası (yeşil kart ) 180 TL (63 euro) yaptırıldı.
4 kişi 12 günlük
Avrupa grup seyahat sigortası 90 TL (30 euro)
Yurt dışı çıkış
harçları 4x15 =60 TL (20 euro)
Böylece yola
çıkmadan yapılan zorunlu masraflar toplamı : 760 TL (263 euro)
Yolda yanımızda
olmasını istediğimiz atıştırmalıklar (kuruyemiş,meyve..), neskafe, bardak poşet
çay,bol miktarda su, hazır çorbalar alındı.
8 Haziran 2014
saat 23.00’da Yalova’dan marşa basıldı. Kilometre : 84.927
Yalova İpsala
arası tamamen çift yönlü yol. Yer yer yol çalışmaları nedeniyle tek şeride
düşüyor. İpsala Kasabasından 6
km . sonra sınır kapısı.
Yönlendirme mükemmel.
Sınır kapısını
geçmek için 4 ayrı gişede işlem yapılıyor. (Diğer tüm sınırlarda işlemler tek
gişede yapıldı.) Arabadan hiç inilmiyor. İlk gişeye yanaşıp aracın plakasını
söylüyorsun, bilgisayara işleyip onaylıyorlar. 2. gişede araçtakilerin
pasaportları ve çıkış pulları kontrol edilip çıkış damgası basılıyor. 3. gişede
araç ruhsatı ve araç sahibinin pasaportunu istiyorlar. Bilgisayara işleniyor.
Sonra free shop
alanı var. Tuvalet, kafe, çeşitli dükkanlar…
En son gişede de
tekrar pasaportlara bakıp “güle güle” diyorlar.
Yarısı kırmızı
beyaz yarısı mavi beyaz boyalı uzun bir köprüden geçiyorsun. (Askerlere
selam vermeyi unutma.) Hemen sonra karşına TIR kuyruğu çıkıyor. Eğer kuyruğa
takılırsan saatlerce beklersin. Yolun tek şeritli olmasına aldırmadan tüm TIR
ları hızlıca sollayıp Yunan gümrük alanına ulaş.
Alanda otomobil ,
otobüs ve TIR için üç ayrı kapı var. En soldaki otomobil için. Önüne geldik
durduk. Saat sabahın beşi. Kimseler yok gibi.. Geldiğimizi gören uzaktaki
görevlilerden biri yerinden kalkıp giriş bariyerini açtı. Soldaki ilk gişeye
yanaştım. “Kalimera” dedikten sonra Uluslar arası ehliyeti, ruhsat ve
pasaportları uzattım. Yeşil sigortayı da istedi. 40-50 saniye kadar
inceleyip giriş mühürlerini bastı. Eliyle “yürü” işareti yaptı. “ Efharisto”….
Ağır ağır ilerleyerek 2., 3., 4. gişeleri aradım. Durdum etrafa bakındım. Yok…
Tüm işlemler tek bir gişede ve toplam 3 dakika içinde halledilmiş oldu.
Yine de çekinerek,
1. viteste, her an birinin “Dur komşi” diye bağırmasını bekleyerek ilerledim.
Kendimi Egnatia
Odos otoyolunda buldum. Yunanistan’a girmiştik.
Yunan tarafında
bir kişinin bir gişede yaptığı işi bizim tarafta neden dört kişinin dört
gişede yaptığını düşünerek yola koyulduk. İşleri bizim gibi yapmayı
bilseler, düşünebilseler Yunanistan’da işsizlik sorunu olmayacağı kanaatine
vardık.!!!
Sınır kapısından
Selanik’e kadar otoyolda üç ayrı ödeme gişesi var. Yolun ortasına
konuşlanmışlar. Her birine 2.40 euro toplamda 7.20 euro ödeniyor. Yol kalitesi
iyi. Yatay ve dikey işaretlemeler yapılmış. Önce Yunanca, hemen ardında da
İngilizce yol tabelaları var. Hangi şehre kaç km. kaldığı belirtilmiş.
Dedeağaç ve
Gümilcine’ye dönüşte uğrayacağımız için İlk önce İskeçe’ye gidildi.
Sabah saat 7. Kent
daha yeni uyanıyor. Rastgele şehrin caddelerinde gezildi. Navi, İskeçe içinde
saçmaladı. Sürekli şehrin tamamının dijital haritasının çıkarılmadığını,
verilen bilgilerin yanlış olabileceğini tekrarladı. Yanlış bilgiler de verdi.
Geldiğimiz yollardan geri dönerek İskeçe’den çıktık.
Navigasyona Kavala
yat limanı koordinatlarını girdim. Yat limanına kadar sorunsuz bir şekilde
geldik.
Kavala şirin bir
kent. Saat sabahın sekizi. Limanda boş bulduğum bir yere park ettim. Biraz
deniz havası aldık.Dükkanlar daha açılmamış, Yunan esnafı uyuyor.!!
Sahilde yürüyüş
yapan her yaştan insan, limanda balıkçı tekneleri var.
Deniz kenarında
çay keyfi yapmak için çakmak çoklayıcıyı arabanın çakmağına, ısıtıcıyı da
çoklayıcıya taktım. Suyu doldurdum. Ben su ısınsın diye beklerken önce yanık
kablo kokusu duyuldu. Ardından hafif bir duman.. Isıtıcının çektiği akıma
çoklayıcının kabloları dayanamadı, eridi. Çay keyfi başlamadan bitti.
Dönüşte burada
konaklayacağımız için ayaklarımız açılsın diye 10 dakika kadar yürüyüp
Selanik’e doğru yola çıktık.
Kavala içinde de
navi pek sağlıklı çalışmıyor. Daha önce google maptan yolu incelediğim için
sorunsuz oto yola çıktık.
Otoyol üzerinde
benzinlik, dinlenme tesisleri yok. Belli aralıklarla park yerleri ve seyyar
tuvaletler var. İnternette seyyar tuvaletlerin pek temiz olmadığını okumuştum.
Park yerlerinde durmadık.
Selanik’e doğru
otoyoldan çıkarak benzinliğe girdim. (Shell)
Görevli genç kız
depoyu kendi doldurdu. Sadece nakit çalıştıklarını söyledi. İki dil bilmez bir
şekilde anlaştık.
Mazotun litresi
1.48 euro. 33,78 litreye 50 euro ödedim. (Dönüş yolunda uğradığımız
Drama’da yine Shell’den mazotu litresini 1.31 euroya alınca kazıklandığımı
anladım.)
Kız bedava kahve
fişi de verdi. Hemen yandaki tesise yöneldim. Kapısı tüm Türkiye tur
firmalarının çıkartmalarıyla dolu. Çalışanlar çat pat Türkçe konuşabiliyorlar.
Kavala’da
göremediğimiz ‘Kavala kurabiyesi’ ni pakedi 5 euroya aldık. Sallama çay 2
euro. Allahtan benim kahve bedava. Epey kazık bir yer olduğunu konuştuk.
Ancak tuvaletler ücretsiz ve çok temizdi.
Navigasyona
Selanik sahilindeki park yerinin koordinatlarını girerek yola çıktık. Navi
sorunsuz park yerine getirdi. Parkın 1 saati 2.10 euro. Saat sabah 9.00 park
boş. Yürüyerek yakındaki otelimize gittik. Odaları 12.30’dan önce alamayacağız.
Otelin önünde otele ait 3 araçlık park yeri var. Vücut diliyle arabayı otelin
parkına çekme isteğimi anlattım. Otel çalışanı kendi aracını çekti. Ben arabayı
park ettim.
Egnatia Caddesi
ile Sygrou sokak köşesinde Emporikon Hotel. Eski bir bina. Yüksek tavanlı.
Kliması, buzdolabı, led tv.si olan temiz odalar. Yürüyerek sahile 7 dakikada
iniliyor. Çalışanlar ilgili. Peynir ,reçel, yumurta, çay ve kahveden oluşan vasat
bir kahvaltı veriyor. 2 kişi 37 euro.
Selanik’te
gezilecek yerlerle ilgili detaylı bilgiler internette var.
Atatürk Evi,
pazartesileri kapalı. Diğer günler saat 10’da açılıyor. Etrafta Türkçe
tabelalar ve Türkçe bilen esnaf var.
Selanik içinde
navi gayet başarılıydı. Kale dahil her istediğimiz yere götürdü.
Yalova- İpsala
Sınır Kapısı : 305
km
İpsala Sınır
kapısı- Selanik : 325
km .
SELANİK'TEN
GÖRÜNTÜLER