Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Temmuz 2015 Çarşamba

BALKANLAR GEZİSİ YOL NOTLARI 1-6


BALKAN GEZİSİ YOL NOTLARI 1

YALOVA-SELANİK

 

HAZIRLIK

Her şey aylar önce Balkanlar’la ilgili bir belgesel izlerken başladı.

Avrupa’da birçok ülkeyi gezen ben, Balkanlar’da hiçbir yeri görmemiştim.

Neresiydi bu Balkanlar? Hangi ülkeleri kapsıyordu? Nasıl gidilir? Nerelerde kalınır?... Daha onlarca soru…

İnternette Türkçe gezi sitelerindeki Balkanlar’la ilgili tüm yazılar taranmaya başlandı. Ülke ülke, şehir şehir notlar alındı. Gezginlerin tavsiyeleri okundu.

Balkanlar’la ilgili yazılan kitaplardan; Necati Cumalı’nın Makedonya 1900 ve Viran Dağlar’ı İvo Andriç’in Drina Köprüsü, İ.Berrin Şimşek’in Balkanlarda Keşke Sen de Olsaydın’ı , Füruzan’ın Balkan Yolcusu, Mustafa Balbay’ın Balkanlar adlı kitaplar okundu…

Karar verildi. Balkanlar gezilecekti. En rahat gezi de kendi aracımızla olur diyerek 2006 model dizel Seat Cordoba  ile yola çıkmaya karar verdik  2 aile toplam 4 kişi.

9 Haziran 2014 Yalova’dan hareketle, Selanik, Üsküp, Belgrad, Saraybosna, Dubrovnik, Kotor, Budva, Tiran, Ohrid, Kavala, Drama, Yalova rotası izlenecek.

Booking .com üzerinden  Selanik, Üsküp, Belgrad, Saraybosna, ve Dubrovnik’te otel rezervasyonları yapıldı. Otellerin koordinatları navigasyona yüklendi.

Hemen belirtmeliyim yapılan rezervasyonlarla ilgili hiçbir sıkıntı çıkmadı. Rezervasyonları Aralık 2013’te yaptırmıştım. 2014 Mayısının sonuna doğru geleceğimizi belirten birer e posta gönderdim. Her gittiğimiz otelde yerimiz hazırdı.

Dubrovnik sonrasına otel rezervasyonu yaptırmadık. Duruma göre hareket edeceğiz.

Sadece navigasyonla yetinmedik. Google’dan gidilecek kentlerin ayrıntılı haritaları indirilerek tablete yüklendi. İnternette bazı kentlerde navigasyonun çalışmadığı bilgisi vardı. Nitekim bu bilgi doğru çıktı. Şehir içlerinde navi sapıttı.

Gidilecek şehirlerde gezilip görülmesi gereken yerlerle ilgili çok ayrıntılı yazılar internette var. Onlardan bir özet yapılarak tablete aktarıldı.

İnternet üzerinden fosforlu yelek ( Sırbistan istiyor yorumları vardı. Ancak kimse sormadı.) oto çakmak çoklayıcı, çakmaktan su ısıtıcı alındı. (Pahalı araçlar değil. Değişik internet sitelerinde satılıyorlar.)

Çalınma ve /veya kaybolmaya karşı önlem olarak  bir dosyanın içersine otel rezervasyon çıktıları, pasaport, ehliyet, kredi kartı ve kimlik fotokopileri konuldu. Ayrıca bu belgeler taranarak internet üzerinde depolandı.

Google map üzerinden incelenerek gidilecek şehirlerde park yeri, önemli meydanlar ve gezilecek yerlerin koordinatları belirlenerek ayrı bir liste yapıldı.

Sadece Yunanistan’a girişte  Yunan polisi tarafından sorulan ve başka hiçbir yerde istenmeyen uluslararası ehliyet İstanbul Turing ve Otomobil Kurumu’ndan 373,33 TL   (130 euro) karşılığı alındı. Kurumun adresi internette var. 2 foto ve ehliyetin aslını götürüyorsun 15 dakika içinde “Beynelmilel Şoför Ehliyetnamesi” hazırlanıyor. Ehliyet hazırlanırken çay, kahve bedava. Ücretsiz Avrupa karayolları haritasını da almayı unutma.

Aracın kaskosuna yurtdışı teminatı 58 TL (20 euro) ekletildi.

15 günlük yurtdışı trafik sigortası  (yeşil kart ) 180 TL (63 euro) yaptırıldı.

4 kişi 12 günlük Avrupa grup seyahat sigortası 90 TL (30 euro)

Yurt dışı çıkış harçları 4x15 =60 TL (20 euro)

Böylece yola çıkmadan yapılan zorunlu masraflar toplamı : 760 TL  (263 euro)

Yolda yanımızda olmasını istediğimiz atıştırmalıklar (kuruyemiş,meyve..), neskafe, bardak poşet çay,bol miktarda su, hazır çorbalar alındı.

8 Haziran 2014 saat 23.00’da Yalova’dan marşa basıldı. Kilometre : 84.927

Yalova İpsala arası tamamen çift yönlü yol. Yer yer yol çalışmaları nedeniyle tek şeride düşüyor. İpsala Kasabasından 6 km. sonra sınır kapısı. Yönlendirme mükemmel.

Sınır kapısını geçmek için 4 ayrı gişede işlem yapılıyor. (Diğer tüm sınırlarda işlemler tek gişede yapıldı.) Arabadan hiç inilmiyor. İlk gişeye yanaşıp aracın plakasını söylüyorsun, bilgisayara işleyip onaylıyorlar. 2. gişede araçtakilerin pasaportları ve çıkış pulları kontrol edilip çıkış damgası basılıyor. 3. gişede araç ruhsatı ve araç sahibinin pasaportunu istiyorlar. Bilgisayara işleniyor.

Sonra free shop alanı var. Tuvalet, kafe, çeşitli dükkanlar…

En son gişede de tekrar pasaportlara bakıp “güle güle” diyorlar.

Yarısı kırmızı beyaz yarısı mavi beyaz boyalı  uzun bir köprüden geçiyorsun. (Askerlere selam vermeyi unutma.) Hemen sonra karşına TIR kuyruğu çıkıyor. Eğer kuyruğa takılırsan saatlerce beklersin. Yolun tek şeritli olmasına aldırmadan tüm TIR ları hızlıca sollayıp Yunan gümrük alanına ulaş.

Alanda otomobil , otobüs ve TIR için üç ayrı kapı var. En soldaki otomobil için. Önüne geldik durduk. Saat sabahın beşi. Kimseler yok gibi.. Geldiğimizi gören uzaktaki görevlilerden biri yerinden kalkıp giriş bariyerini açtı. Soldaki ilk gişeye yanaştım. “Kalimera” dedikten sonra Uluslar arası ehliyeti, ruhsat ve pasaportları uzattım. Yeşil sigortayı da  istedi. 40-50 saniye kadar inceleyip giriş mühürlerini bastı. Eliyle “yürü” işareti yaptı. “ Efharisto”….  Ağır ağır ilerleyerek 2., 3., 4. gişeleri aradım. Durdum etrafa bakındım. Yok…  Tüm işlemler tek bir gişede ve toplam 3 dakika içinde halledilmiş oldu.

Yine de çekinerek, 1. viteste, her an birinin “Dur komşi” diye bağırmasını bekleyerek ilerledim.

Kendimi Egnatia Odos otoyolunda buldum. Yunanistan’a girmiştik.

Yunan tarafında bir kişinin bir gişede yaptığı işi bizim tarafta neden dört kişinin  dört gişede yaptığını düşünerek yola koyulduk.  İşleri bizim gibi yapmayı bilseler, düşünebilseler Yunanistan’da işsizlik sorunu olmayacağı kanaatine vardık.!!!

Sınır kapısından Selanik’e kadar otoyolda üç ayrı ödeme gişesi var. Yolun ortasına konuşlanmışlar. Her birine 2.40 euro toplamda 7.20 euro ödeniyor. Yol kalitesi iyi. Yatay ve dikey işaretlemeler yapılmış. Önce Yunanca, hemen ardında da İngilizce yol tabelaları var. Hangi şehre kaç km. kaldığı belirtilmiş.

 Dedeağaç ve Gümilcine’ye dönüşte uğrayacağımız için İlk önce İskeçe’ye gidildi.

Sabah saat 7. Kent daha yeni uyanıyor. Rastgele şehrin caddelerinde gezildi. Navi, İskeçe içinde saçmaladı. Sürekli şehrin tamamının dijital haritasının çıkarılmadığını, verilen bilgilerin yanlış olabileceğini tekrarladı. Yanlış bilgiler de verdi. Geldiğimiz yollardan geri dönerek İskeçe’den çıktık.

Navigasyona Kavala yat limanı koordinatlarını girdim. Yat limanına kadar sorunsuz bir şekilde geldik.

Kavala şirin bir kent. Saat sabahın sekizi. Limanda boş bulduğum bir yere park ettim. Biraz deniz havası aldık.Dükkanlar daha açılmamış, Yunan esnafı uyuyor.!!

Sahilde yürüyüş yapan her yaştan insan, limanda balıkçı tekneleri var.

Deniz kenarında çay keyfi yapmak için çakmak çoklayıcıyı arabanın çakmağına, ısıtıcıyı da çoklayıcıya taktım. Suyu doldurdum. Ben su ısınsın diye beklerken önce yanık kablo kokusu duyuldu. Ardından hafif bir duman.. Isıtıcının çektiği akıma çoklayıcının kabloları dayanamadı, eridi. Çay keyfi başlamadan bitti.

Dönüşte burada konaklayacağımız için ayaklarımız açılsın diye 10 dakika kadar yürüyüp Selanik’e doğru yola çıktık.

Kavala içinde de navi pek sağlıklı çalışmıyor. Daha önce google maptan yolu incelediğim için sorunsuz oto yola çıktık.

Otoyol üzerinde benzinlik, dinlenme tesisleri yok. Belli aralıklarla park yerleri ve seyyar tuvaletler var. İnternette seyyar tuvaletlerin pek temiz olmadığını okumuştum. Park yerlerinde durmadık.

Selanik’e doğru otoyoldan çıkarak benzinliğe girdim. (Shell)
 
 
Görevli genç kız depoyu kendi doldurdu. Sadece nakit çalıştıklarını söyledi. İki dil bilmez bir şekilde anlaştık.
Mazotun litresi 1.48 euro.   33,78 litreye 50 euro ödedim. (Dönüş yolunda uğradığımız Drama’da yine Shell’den mazotu litresini 1.31 euroya alınca kazıklandığımı anladım.)
Kız bedava kahve fişi de verdi. Hemen yandaki tesise yöneldim. Kapısı tüm Türkiye tur firmalarının çıkartmalarıyla dolu. Çalışanlar çat pat Türkçe konuşabiliyorlar.
Kavala’da  göremediğimiz  ‘Kavala kurabiyesi’ ni pakedi 5 euroya aldık. Sallama çay 2 euro.  Allahtan benim kahve bedava. Epey kazık bir yer olduğunu konuştuk. Ancak tuvaletler ücretsiz ve çok temizdi.
Navigasyona Selanik sahilindeki park yerinin koordinatlarını girerek yola çıktık. Navi sorunsuz park yerine getirdi. Parkın 1 saati 2.10 euro. Saat sabah 9.00 park boş. Yürüyerek yakındaki otelimize gittik. Odaları 12.30’dan önce alamayacağız. Otelin önünde otele ait 3 araçlık park yeri var. Vücut diliyle arabayı otelin parkına çekme isteğimi anlattım. Otel çalışanı kendi aracını çekti. Ben arabayı park ettim.
Egnatia Caddesi ile Sygrou sokak köşesinde Emporikon Hotel. Eski bir bina. Yüksek tavanlı. Kliması, buzdolabı, led tv.si olan temiz odalar. Yürüyerek sahile 7 dakikada iniliyor. Çalışanlar ilgili. Peynir ,reçel, yumurta, çay ve kahveden oluşan vasat bir kahvaltı veriyor. 2 kişi 37 euro.
Selanik’te gezilecek yerlerle ilgili detaylı bilgiler internette var.
Atatürk Evi, pazartesileri kapalı. Diğer günler saat 10’da açılıyor. Etrafta Türkçe tabelalar ve Türkçe bilen esnaf var.
Selanik içinde navi gayet başarılıydı. Kale dahil her istediğimiz yere götürdü.
Yalova- İpsala Sınır Kapısı : 305 km
İpsala Sınır kapısı- Selanik : 325 km.
 
 
SELANİK'TEN GÖRÜNTÜLER
 
 
 
 
 
 
 

 
 
 
 
 
 











 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder