Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

2 Ocak 2019 Çarşamba

FİLİPİNLER GEZİ NOTLARI 3 EL NİDO


   Filipinler gezi notları  2. bölümden devam



El Nido feribot biletlerini otelden aldık. Kişi başı 1700 peso. Feribot 12 de hareket edecek. Buradan El Nido’ya sefer yapan 2 ayrı şirket var. İnternette Montenegro feribotlarının diğerinden daha iyi olduklarını okuduğumdan biletleri ondan aldırdık. Öbür şirket nasıl bilmiyorum ama Montenegro feribotu pek külüstürdü.
Sabah kahvaltı yaparken yan masadaki çift “merhaba” dedi. Şaşkınlıkla “Acaba yanlış mı duyduk?” diyerek döndük. Köşedeki masada, aylardır Amerika’da karavanla yaptıkları gezileri internet üzerinden izlediğim Özkan ve Yeşim oturuyorlar. Kendi çocuklarımı görmüş gibi oldum. “Gezi gezi ve” başlığı altında youtube da videoları yayınlanan bu güler yüzlü, konuşkan, sevimli çiftle masaları birleştirip ayrılış saatine kadar tatlı tatlı sohbet ettik. Kış mevsimi nedeniyle karavanı Amerika’da bırakmışlar. Önce Tayvan’ı gezmişler. Sonra Filipinler’e gelmişler. Onlar tekne turuna çıktı. Biz de El Nido’ya doğru yola koyulduk.
Otele çağırdığımız Tricycle ile 100 peso ödeyerek Coron  Limanı’na geldik. Kapıdaki görevli biletimize baktı. Burayı geçtikten sonra hemen solda bir gişe var. Oraya Coron’dan çıkış için 20 peso “ada çıkış parası” ödeniyormuş. Biz gişeyi gördük ama kimse bir şey demeyince direk yolcu salonuna geçtik. Feribota binerken biletleri tekrar kontrol eden görevli geri çevirdi. Gidip çıkış parasını ödeyip makbuzları getirdim. Feribotta yerler numaralı. Girişte bavulları dışarıda bırakıyorsunuz. Görevliler feribota yüklüyorlar. Oldukça eski bir gemiydi bizim bindiğimiz. Sigara içmek yasak ama koltuk arkalarında kül tablaları vardı. Feribot tam zamanında kalktı. Klimalar aşırı çalışıyor. İçerisi buzhane gibi oluyor. Mutlaka giymek için bir şeyler alınmalı. Televizyonda oynayan filmin bangır bangır bağıran sesini duymamak için de kulak tıkaçlarınız yanınızda olsun. Daha iyi denilen şirketin feribotu böyleyse öbürü kim bilir nasıl!
     El Nido'ya gideceğimiz feribot.
   Bavullar feribota yükleniyor.

4 saat süren yolculuktan sonra El Nido’ya ulaştık. İlk bakışta Coron’dan da küçük bir yer izlenimi uyandırdı. Gerçekten de öyleymiş. Küçük ama şirin bir ada.


   Limandan El Nido

      El Nido’da otelemiz (Vali Joe Travel Lodge) merkezden biraz uzakta. Tricycel ile 50 pesoya gidip geliyoruz. Güzel, temiz bir otel. Ancak yürüme mesafesinde değil. Kahvaltı dahil 2 kişi geceliği 1700 Peso. Otele yerleştikten sonra merkeze indik. Sahilde balık ve/veya deniz ürünlerini seçip pişirttirip yiyebileceğiniz lokantalar var. Birinin tezgahından balıkları seçtik (toplam 500 peso) ikinci katta denize karşı bir masaya kurulup bira eşliğinde nefis bir sunumla getirilen balıklarımızı yedik. 



Yemekten sonra sahil boyunda turladık. Ertesi gün için tekne turu biletlerimizi aldık. Duvarında Türk Bayrağı gördüğümüz bir bara girdik. Sahibi Almanmış. Bayrağı bir Türk arkadaşı hediye etmiş. Deniz kenarında, ortamı güzel, servisi hızlı bu bara her akşam takıldık. Bahşişi de bol bırakınca garsonlar kapıda karşılayıp en güzel masaya buyur ettiler her gece bizi.


El Nido’da 2. günümüzde bir gece önce cadde üzerindeki bir bürodan aldığımız C turuna çıktık. Kişi başı 1400 peso. Coron’da olduğu gibi burada da  otelden alıp dönüşte otele bırakıyorlar. Sabah 9.00 da başlayan tekne turu saat 16.00’a kadar sürdü. Birbirinden güzel koyları ziyaret ettik. Turkuaz denizde yüzdük. Deniz altı güzelliklerini seyrettik. Öğlen yemeğimizi de teknede yedik. Menü aşağı yukarı hep aynı. Pirinç, balık, tavuk veya et, midye, karides, salata, çeşitli meyve. Dikkatimizi çekti. Islak mendil kullanma alışkanlıkları yok. Teknelerde balığı, karidesi, pirinci elle yiyiyoruz. El yıkanacak yer de yok. Peçete ve ıslak mendil de yok. Hiç kimsede elini, ağzını silmiyor, yıkamıyor. Denizde temizleniyoruz. Bu gün bindiğimiz teknede Japon turistler de vardı. Benim gibi onlar da yemeğe başlamadan önce ıslak mendillerini çıkardılar. Yemekten önce ve sonra ellerini sildiler. Lokantalarda da ıslak mendil kullanılmıyor.
Akşam yemeği için otelden çarşıya indik. El Nido da sahile paralel cadde üzerinde, (Calle Hama) Rovic’s Oteli geçince  sağdaki sokağın içinde bir pizzacı var.  (Gerçi az ilerde yol üstünde aynı tarzda bir başka pizzacı daha var.) Altrove adlı bu yere, ayakkabıları çıkarıp giriyorsunuz. İki kişi koca bir pizza ve iki biraya 440 peso ödedik. Peçete yine yoktu. Yalaya yalaya parmaklarımızı temizledik!!!  Yol boyunca turladıktan sonra deniz kenarındaki barda geceyi sonlandırdık.
    El Nido sokakları


          El Nido’da sahil kenarında iki üç katlı binalar var. Bu binaların giriş katları genellikle bar. Bu binaların arka tarafındaki sokak da (Calle Hama) akşamları trafiğe kapatılıyor. Burada her çeşit dükkan, yeme içme mekanları, oteller var. Barların bu sokağa da kapısı var.
Ertesi gün tur A’yı yaptık. İlk gün A ikinci gün C turu yapmayı planlamıştık. A turu dolu olduğu için (3 ayrı yere sorduk.) ilk gün C, ikinci gün A  turu aldık.
Teknelerde bir bidondan bardak bardak su veriliyor. Ancak suyun kaynağı ve temizliğinden emin olmadığımız için biz kendi suyumuzu alıp çantamıza koyuyoruz. Su şişeleri elimizde tekneye bindik. Hava sıcak. Şişeyi dikip su içiyoruz. Kıyıdan 20 m. Kadar açıktaki teknedeyiz. Son yolcuları bekliyoruz. Resmi kıyafetli biri bizim tekneye doğru bakıp megafonla bir şeyler söylüyor. Bize ne. Hiç üzerimize almadık. Ta ki tekne görevlisi yanımıza gelip pet şişeyle tekneye binilmeyeceğini, su bittikten sonra şişeyi denize atma ihtimalimiz olduğu için yasak olduğunu, suları liman görevlisine vermemiz gerektiğini, teknede içme suyu olduğunu bir şekilde anlattı. Plastik su şişelerini verdik. O da kıyıdaki görevliye götürdü. Benim zengin ve  kalkınmış ülkem geldi gözümün önüne!.. Yorum yok!!!
Katıldığımız her iki turda da çok güzel koylar gördük. Turkuaz renkli sularda yüzdük. Yeşilin ve mavinin her tonuyla gözlerimizi dinlendirdik. 










El Nido’daki son günümüzde tekne turuna çıkmadık. “Kendi turumuzu kendimiz yapalım.” diyerek motor kiraladık. 


                Nacpan Plajı, El Nido merkezden kuzeye doğru 21 km. Ana yol üzerindeki tabelanın gösterdiği sapaktan sola dönüp oldukça bozuk bir yolu aşarak ulaşılıyor. Giriş ücreti 25 peso. Muhteşem bir plaj. Hindistan cevizi ağaçları, palmiyeler, göz alabildiğine uzanan beyaz bir kumsal… Sigara içmek yasak. Sigara içenler için uzaktaki iki ağacın arasında bir bölüm ayrılmış. Her türlü ihtiyacın giderilebileceği tesisler var. Şemsiye ve şezlong kiralanabiliyor. (400 peso) İstenirse ağaçların gölgelerinden de yararlanılıyor. Şezlonglara uzanıp masaj yaptırabiliyorsunuz. Mutlaka zaman ayrılması gerekli bir yer.




Biz bu plaja 24 saati 600 pesodan kiraladığımız motorsikletlerle geldik. Ana yol asfalt. Ana yoldan ayrıldıktan sonra 3 km. kadar toprak yolda toz duman içinde ilerleniyor. Motorsikletin deposu boş olarak veriliyor. Hemen yakındaki benzinlikten depoyu doldurduk. 3 litre benzin 180 peso tuttu. Gün boyunca benzinin ancak yarım deposunu harcayabildik.

Günün bir kısmını burada geçirdikten sonra bu kez adanın güneyindeki Venilla plajına gittik. Yol üzerinde yeni yapılmakta olan alışveriş merkezinin içinden geçilerek ulaşılan Venilla Plajı da çok güzel. Napcan’a göre küçük olan kumsalında cafe - barlar da var. Tertemiz bir deniz sizi kucaklıyor.  Heyecan arayanlar için “zipline” bile var. (Kabloya bağlanarak yukarıdan aşağıya doğru kayıyorsunuz.) Patates kızartması ve bira ile güneşi bu plajda batırdıktan sonra geri dönüp motorları teslim ettik. 

   Venilla Plajı
       Venilla plajı

Gece otelin olduğu bölgedeki bir barda bir şeyler içtik, pizza yedik.(Otel merkeze 2.5 km.) Otele dönüp yarınki yolculuk için bavulu hazırlayıp balkonda rum and coke içerek geceyi sonlandırdık.

Devamı 4. bölümde...






1 yorum:

  1. Tamamını okudum. Çok beğendim. Tüm seyyahlar böyle yapmalı.

    YanıtlaSil